> “Son yılların en çekişmeli, en sürprizli töreni” muhabbetlerine rağmen, sezonu takip edenler için aslında son derece tahmin edilebilir bir Oscar yılı oldu. Argo, senenin en az tartışmalı, en “güvenli” seçimiydi. Çok hayranı olmasa da, nefret edeni azdı. Üstüne bir de Ben Affleck’in yönetmenlik adaylığı alamaması hikâyesi eklenince, Argo ekibi “mağdur edildik ey Hollywood unutma bizi” trenini pek güzel yönetti. Nitekim büyük ödülü kazanacağı son üç haftadır gayet belliydi. Listedeki favorim değil ama fazla şikâyetçi olamayacağım.
> Dört oyunculuk kategorisi içinde üç tanesi törenden
önce belliydi. Sezonun bütün ödüllerini toplayan Daniel Day-Lewis, Anne
Hathaway ve Jennifer Lawrence burada da boy gösterdiler. Açıkçası son bir
haftadır dönen “En İyi Kadın Oyuncu’yu Emmanuelle Riva alacak” muhabbetlerini
şaşkınlıklar içinde izledim. Riva’nın performansının çok sevildiğini anlıyorum
ama tahminlerinde ciddi ciddi ödülün bu oyuncuya gidebileceğini iddia edenleri
anlayabilmem mümkün değil. Sezon boyunca BAFTA haricindeki diğer bütün ödülleri
Jennifer Lawrence’a kaptıran Riva, Oscar’a son anda sevenlerinin hayır dualarıyla
uzanacak değildi herhalde?! Bu fısıltılar son haftada nasıl bu kadar yayıldı,
insanların beklentisi – ortada hiçbir işaret yokken – bir haftada nasıl
yükseldi anlamadım.
> Önceden tahmin edemediğimiz tek oyunculuk ödülü, En
İyi Yardımcı Erkek dalında Christoph Waltz’a gitti. Bu ödülle ilgili iki
problemim var: Birincisi, Christoph Waltz Django
Unchained’de yardımcı oyuncu falan değil, bildiğiniz başrol. Jamie Foxx ile
beraber iki başrolden biri. Dolayısıyla ortada diğer adaylara karşı bir
haksızlık var. İkincisi, Waltz’ın bu filmdeki karakterinin, üç sene önce aynı
ödülü aldığı Inglourious Basterds karakterinden
hiçbir farkı yok. İfade yeteneği kuvvetli, otoriter, ani kararlar verebilen,
ürkütücü Alman! Bir karakter çalışması olarak son derece tembel ve özensiz.
Yıllardır aynı filmi çekip duran Tarantino, artık karakterlerini de geri
dönüşüm yaparak tekrar tekrar kullanacaksa, Waltz önümüzdeki yirmi yılda bu
kategorinin gediklisi olacak demektir.
> Yıllardır Oscar ödüllerinde canlı görmek istediğim
olaylardan biri sonunda gerçekleşti: Bir ödül iki filme gitti! En İyi Ses
Kurgusu dalında beraberlik çıktı. 85 yıllık Oscar tarihinde daha önce sadece 5
kez yaşanan bu tuhaf durum, sadece 1000’de 1 ihtimalle gerçekleşebilen, son
derece nadir bir olay. En son 1995 yılında En İyi Kısa Film dalında görülen bu
olayın tarihteki en heyecan verici örneği, 1968’te En İyi Kadın Oyuncu ödülünün
Barbra Streisand ve Katherine Hepburn arasında paylaştırılmasıyla yaşanmıştı.
Olayın videosu burada ve zarfı açıp beraberliği ilan eden Ingrid Bergman’ın inanılmaz
sevimli tepkisi için bile izlemeye değer!
> Ang Lee, En İyi Yönetmen ödülünü En İyi Film ödülünü
alamadan kazandı ve bunu ikinci kez yaptı! (Ama 2005’teki Brokeback Mountain / Crash
rezaletinin aksine bu seferkini herkes bekliyordu.) Tuhaf bir başarı olsa da,
ilk kez yaşanan bir şey değil. Yönetmen George Stevens, 1951 yılında A Place in the Sun, 1956 yılında Giant filmleriyle En İyi Yönetmen
heykelciğini kazanmış, fakat her iki senede de En İyi Film ödüllerini başka
filmlere kaptırmıştı.
> Akademi Ödülleri, bir seneyi daha en iyiyi
ödüllendirmek yerine, “zamanın ruhunu” yakalamaya çalışarak geçirdi. Ömrümüzün
bir senesi daha geçip gitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder