Küresel ısınma ve buzulların erimesiyle ilgili bir
belgeselden En İyi Şarkı adayı çıkarmayı başaran yapımcıyı tebrik etmek lazım.
Bu adaylık sayesinde Chasing Ice En
İyi Belgesel dalı haricinde başka dallarda da aday gösterilen nadir
belgesellerden biri oldu (sanırım 2006’daki An
Inconvenient Truth’tan beri ilk kez – ama o film En İyi Belgesel’de de
adaydı).
Şarkının neden aday olduğunu anlamak güç değil. Sade
düzenlemesi, iç acıtan sözleri ve Scarlett Johannson’ın aşırı melankolik
yorumuyla, “Before My Time”ı gece 2’den sonra dinleme gafletine düştüm ve
dosdoğru depresyona girdim; siz okumaya devam edin, ben hırkamı giyip aşırı
kilo almaya gidiyorum.
“Everybody Needs a Best Friend”, Ted
Akademi üyesi A: “Kimsenin tanımadığı ve
tanıyanın da sevmediği iticilik abidesi Seth MacFarlane’ı törene sunucu yaptık;
n’apsak da biraz destek olsak şu çocuğa?”
Akademi üyesi B: “Abi şimdi diğer
kategoriler biraz zor ama En İyi Şarkı’ya sıkıştırırız belki, hem Norah Jones’a
söyletmişler, direkt Oscar yemi, kimse şüphelenmez.”
Akademi üyesi A: “Hah gözünü seveyim
yapalım şunu Remzicim, Ted’e 20-25
gibi gitmesi lazım.”
“Pi’s Lullaby”, Life of Pi
Adayların açıklanmasıyla ortaya çıkan gerçeklerden
biri de Life of Pi’ın tahmin
edilenden daha çok sevildiği oldu. Gerçekten de, birçok teknik kategorinin yanı
sıra, aynı anda hem En İyi Şarkı hem de En İyi Müzik adaylığı kazanan iki filmden
biri Life of Pi.
“Pi’s Lullaby” dinleyeni alıp uzaklara götüren,
astral seyahate çıkaran, kalp çakranızı açan, iç huzura kavuşturan, çocukluktan
gelen psikolojik sorunlarınızı çözüp daha sağlıklı yemenizi sağlayan bir arınma
kürü, akupunktur ve detoks! “Uykusu geldiği için değil, güvende hissettiği için
uyuyan bir çocuğu anlatıyor,” demiş Ang Lee bu şarkı için. Ne güzel demiş.
“Skyfall”, Skyfall
Madonna’nın “Die Another Day”inden sonra gelen James
Bond şarkıları, kesinlikle kötü olmamakla beraber, son derece iddiasız
projelerdi; nitekim pek etki yaratmadan unutulup gittiler. Eh, son yılların en
iddialı Bond şarkısını yapmak, son yılların açık ara en popüler şarkıcısı
Adele’e kısmetmiş.
“Skyfall”un en büyük avantajı, diğer aday şarkıların
aksine, insanların bu şarkıyı cidden dinlemek istiyor olması! İngiliz şarkıcının önceki eserleri gibi, “Skyfall”
da müzik listelerinin zirvesini zorlayan gerçek bir hite dönüştü. Peki bu
durum, burnu büyük Akademi üyelerinin gözünde bir dezavantaja dönüşebilir mi? Muhtemelen
hayır, şu noktada Adele’i sevmeyen kalmadı gibi (ödül töreninde de sahne alacak).
Şarkının kendisi de oldukça mükemmel
olduğuna göre, kategorinin favorisi budur diyebiliriz.
“Suddenly”, Les Misérables
Les
Misérables hakkındaki düşüncelerimi yazmıştım. Ama orada
söylemediğim şey, aslında şarkıların hiç de fena olmadığıydı. İlerleyen
günlerde kendimi “I Dreamed a Dream”, “On My Own”, “Do You Hear the People Sing”
gibi melodileri mırıldanırken buldum.
Fakat “Suddenly” için aynı şeyi söyleyemem. Orijinal
müzikalde neden yer almadığını anlamak çok kolay. Filmin zaten sorunlu
temposunu daha da düşüren, diğer klasik melodilerin yanında hiç de akılda
kalıcı olmayan, “doğuştan sorunlu” bir şarkı. Oscar kazanmasına dair
umutlarınız varsa, o umutları yok edip dönüştüreceğim rüyanızı utancaaa-aa-aaaa
(yakın çekim).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder