BİR: Sahneye kendisi çıkacakmış gibi hazırlanıp gelen plaza kadını
Elbette, orta
sınıf ve yüksek sosyete arasındaki
acıklı limboda sıkışıp kalmış bu mini
Özge Ulusoy ordusunu çok daha
kapsamlı analiz etmek gerekir. Çevreye yaydıkları HT Kulüp / Derin Mermerci atmosferine rağmen, konser salonunda anca
– nispeten ucuz – 78. kategoriden bilet alabilmiş bu hanımefendiler, sınıf
atlamaya çalışan beyaz yakalı İstanbulluların dramını somut biçimde örnekliyorlar
bence.
Bu sosyolojik çalışmayı burada yapamayacağım. Ama müthiş
fönlü saçlar, Yeni Türkiye’nin İstanbul’u için ziyadesiyle cüretkâr kaçan bir
moda anlayışı, Açıkhava’nın o tekinsiz, “vertigo” merdivenlerinden yuvarlanıp düşmeyi
göze alarak giydikleri stilettolar, ve
gruplar halinde çektikleri gürültülü selfie’ler,
bana tek bir şeyi merak ettirdi: Bu
insanlar gündüzleri nerede yaşıyor?
İKİ:
Dengesiz doksanlar kızı
Çocukluğunu veya gençliğini doksanlarda yaşamış bu
kızlar, hayatlarının o en mutlu, en masum döneminden geriye kalan tek popüler
figürü, melankolik bir özlem duygusuyla bağırlarına basmışlar. Kamer Genç’in de 2014 yılında hala
milletvekili olduğunu bilseler mutlu olurlar mı acaba?
Tarkan
bandanası bağlayıp şarkı aralarında “Tarkaaaaağğn!” diye bağıran erken 30’larındaki bu kadınlar, Capri-Sun
içerken televizyonda Savaş Ay’la A Takımı
izlediğiniz günleri her an geri getirebilirler… tabii Tarkan “Kış Güneşi”, “Dön
Bebeğim” ve “Unutmamalı” şarkılarını söylerse.
ÜÇ:
“Buradan iş çıkar mı” erkeği
Bu kadar çok nörotik kadının bir araya geldiği ortamda,
illa ki durumdan sebeplenmeye
çalışan bir erkek grubu olmalı!
Plaza kadının iş arkadaşı, doksanlar kızının
üniversiteden arkadaşı, veya başka biri… Onları, repertuarın popüler şarkılarını
abartılı ve yapmacık bir coşkuyla beklerken (“Hobaaa, Kuzu Kuzu! İşte bu! Süper yaa!”), veya Tarkan’ın her kıvrak
hareketinde partnerde bir parça daha yükselen libidonun ipuçlarını yakalamaya
çalışırken görebilirsiniz.
DÖRT:
En ön sırada oturan zorunlu “celebrity” kadrosu
Tarkan konserine gidip de “protokol”den koltuk bulamayan Türk ünlüsü, “ünlüyüm” demesin
arkadaş!
“Protokol nedir yahu, adli yıl açılış törenine mi geldik, konsere mi,” diye sorgulamayın.
Popüler bir şarkınız, veya bir takım komiklikler / şakalar yaptığınız bir
televizyon programınız varsa, iki bilete 350 TL verip sahnedeki aksiyonu ekrandan izleme keyfini düzenli olarak metrobüs kullanan avam
kesime bırakacaksınız. Tarkan “sevgili arkadaşım X de burada,” falan diyerek sizi
seyirciye anons ettiyse ve buna, sahte bir mütevazılık belirten el jestinizle
zamanında cevap verebildiyseniz ekstra puan.
BEŞ:
Ben
Ne diyebilirim ki.
Bir Tarkan daha yok işte!
Twitter: @MuratEvre1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder