ÖNCEKİ YAZILAR: X. Philomena, 8. American Hustle, 7. Dallas Buyers Club, 6. Her, 5. Nebraska
4. CAPTAIN PHILLIPS
Amerikan menşeili bir yük gemisinin 2009 yılında Hint
Okyanusu açıklarında Somalili korsanlar tarafından kaçırıldığı gerçek bir olayı
anlatan Captain Phillips, oldukça beğenmeme rağmen, bir daha asla oturup izleyemeyeceğim
filmlerden biri.
Kaptan rolündeki Tom Hanks ve Somalili korsan rolündeki Barkhad Abdi arasındaki, ağızdan çıkanı değil, akıldan geçeni
anlamaya yönelik, yoğun ve gergin, sözlü ve de sözsüz diyaloglar, ve ikilinin sergilediği
takdire şayan oyunculuk, ikinci kez izlenmeyi hak ediyor bence.
Ama Paul
Greengrass’ın (Bourne serisi ve United 93) belgesel keskinliğindeki, “gerçek zaman” duygusu veren, son
yarısında seyirciyi eli silahlı dört korsanla ufacık bir can kurtarma
filikasına hapseden ve nefes aldırmayan fevkalade yönetimi, ikinci kez izlememi
engelleyecek kadar sarsıcı: Aynı stresi
bir daha yaşayamam doğrusu!
Üzücü bir durum; çünkü ilk izleyişimde yanında
oturduğum öpüşken çift yüzünden
filmin en gergin sahneleri üçer saniyelik periyodlarla tekrarlanan “muck”
sesleriyle mahvolmuştu! O gün niye dönüp “biraz
sessiz yiyişir misiniz lütfen?” diyemedim; bu pişmanlığı hala taşıyorum!
Ama taşıdığım bu pişmanlık, muhtemelen Abdi’nin
canlandırdığı Muse karakterinin yolculuğu yanında absürt kalıyor. Filmin maruz
kaldığı “Amerikan propagandası”
eleştirileri bir yana, ben filmdeki Somalili
gençlerin içinde bulunduğu ruh halinin adil yansıtıldığını düşünüyorum. O
dört gencin kana susamış vahşiler olmadığı, ve onları bu işe mecbur bırakan ümitsiz
ve boktan koşullar, yüksek sesle olmasa da, net olarak belirtiliyor. Filmin son
sahnelerinde hem Abdi’nin, hem de Hanks’in yüzünde izlediğimiz dehşet ve
pişmanlık ifadeleri, bambaşka hikâyeleri anlatsalar da, aslında insanlığın içinde
bulunduğu aynı içler acısı noktadan kopup geliyorlar.
Bu vesileyle, ülkemizde cemaat kökenli vakıfların “Sünni kardeşlerimize yardım eli uzatalım,”
temalı kampanyalarıyla adını pek sık duyduğumuz Somali hakkında da durup
düşünmek lazım. Gönülden Sesler yarışmacısının bağışladığı araba amacına ulaşmış mıdır bilemiyoruz ama, Muse için yeterli
olmadığı kesin.
YARIN:
3 NUMARA! “Sona Doğru” adım adım
~ Bugün “Barkhad Abdi meşhur olmadan önce Karaköy’de
saat satıyormuş” esprisi yapacaktım ama ırkçı söylem olur diye vazgeçtim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder